Bugünden itibaren her salı günü yeni web temasıyla sizlerle olacağız.
Bugün sizlere HTML5 up tarafından hazırlanmış Parallelism temasını tanıtacağız. Parallelism, pek metin barındırmayan, fotoğraf ağırlıklı şık bir tema. Hem responsive hem de minimalist yapıya sahip bu tema özellikle fotoğraflardan oluşan içerikler için birebir.
WordPress siteniz yavaş mı açılıyor? Bunun sebebi eklentileriniz olabilir mi? Peki ya hangi eklenti sitenizi bu derece yavaşlatıyor?
Artık bu sorulara P3 eklentisi sayesinde cevap verebiliyoruz.GoDaddy tarafından geliştirilen WordPress eklentisi sitenizde kurulu olan tüm eklentilerin performans raporlarını hazırlayıp yavaşlamaya sebep olanları tespit etmenizi sağlıyor.
Hem de tamamen ücretsiz!
Eklentiler sitemi yavaşlatıyor!
Bu cümleyi ilk kuran siz değilsiniz. WordPress sitenize kurduğunuz her eklenti kendi PHP kodlarını eklemekle kalmaz, yerli yersiz CSS ve JavaScript kodları da ekler. Bu da sitenizin açılış hızında gözle görülür yavaşlamalara sebep olabilir. Bu sorunun tek çözümü kullandığınız eklentilerin sayısını azaltmak. P3 de dahil hiçbir WordPress eklentisi bu sorunu aşmanızı sağlamaz. Sadece bu yolda size yardımcı olabilir.
Plugin Performance Profiler
P3, kötü yapılandırılmış eklentileri tespit etmenize yardımcı oluyor. Böylece yavaş çalışan eklentileri kaldırıp sitenizin hızlanmasını sağlayabilirsiniz.
Eklenti sıradan bir ziyaretçi gibi sitenize giriyor ve ekranları geziyor. Bu esnada yüklenen diğer eklentiler tarafından yüklenen JavaScript, CSS gibi dosyalar hesaplanıyor, SQL için yapılan sorgular toplanıyor. Böylece sonuç grafiksel olarak da sunuluyor. Ayrıca yaptığınız tüm taramalar saklanıyor, zaman içerisindeki hız değişimleri görüntülenebiliyor.
Sitenizde kullandığınız eklentiler dışında hız / performans testinde site açılma süresi, tema yüklenme süresi, bellek kullanımı ve MySQL sorguları gibi istatistikleri de tutmakta.
P3 nasıl kurulur?
Eklenti tamamıyla ücretsiz.
WordPress’e eklentilerin nasıl kurulduğunu kısaca hatırlayalım.
Dosyayı indirin ve zip içerisinden çıkarın.
Eklenti klasörünü FTP aracılığıyla ‘/wp-content/plugins/’ dizinine upload edin,
WordPress admin panelinizden Eklentiler alanına gidip eklentiyi etkinleştirin.
Linklere animatif altı çizgili efekti nasıl verilir?
Sadece CSS kodu yazacağız. HTML tarafında yapmamız gereken bir düzenleme yok.
CSS Kodları
İlk olarak linklerimize satır yüksekliği, inline-block yapısı tanımlayalım.
a line-height: 1; display: inline-block; color:#ffeb3b; text-decoration:none;
Daha sonra varsayılan after tanımını düzenleyelim. Burada çizgiyi 0 piksel yapalım ki hover olmadığı sürece gözükmesin. Ayrıca geçiş efektini (transition) de bur kısımda tanımlayacağız.
Google‘ın anahtar kelimeleri önemsemediğini öğrendikten sonra birçok SEO eklentisi gibi Yoast’ın WordPress SEO‘su da keyword otomasyonu kapalı halde kurulmaya başladı.
Fark ettiyseniz keywordleri aktifleştirmemizi sağlayan checkbox’ın altında da “Meta keywordleri niye kullanmak istersin bilmiyorum ama gerçekten istiyorsan burayı işaretle.” yazmakta. Sizce de biri bütün bu SEO eklentilerine dünyadaki tek arama motorunun Google olmadığını hatırlatması gerekmiyor mu?
WordPress SEO’ya otomatik meta keyword ekletmek
WordPress SEO’da sayfalar,yazılar ve kategoriler için otomatik olarak meta keyword eklemek aslında hiç zor değil. Zaten eklentinin içerisinde olan özellikleri ve detayları bu 3 alan için de kullanmak yeterli. Nasıl mı?
WordPress sitenizin wp-admin alanına giriş yapın ve soldaki menüden SEO sekmesini tıklayarak Başlıklar & Metalar seçimini yapın. Açılan pencerede “use meta keywords” seçimini yapın. Daha sonra Yazı Türleri sekmesine geçin.
Yazılara meta keyword ekleme
Bu eklenti sayesinde yazılarınıza custom keyword girmeniz mümkün. Ancak bunları otomatikleştirmek istiyorsanız sizlere önerimiz yazılar için belirttiğiniz tagleri aynı zamanda meta keyword olarak da kullanmanız.
Bu işlemi yapmak için üstteki form öğesine aşağıdaki kodu yazmanı yeterli olacaktır.
%%focuskw%%, %%tag%%
Böylece odaklanılmış kelimeniz, sonrasında da yazı tagleriniz tüm makaleleriniz için meta keyword haline gelecektir.
Sayfalara meta keyword ekleme
Bildiğiniz gibi WordPress’te sayfalara tag girmiyoruz. Hal böyleyken WordPress SEO ile odaklanılmış kelime girmeniz çok önemli. Yine Yazı Türleri sekmesi altından Sayfalar alanına gidiyoruz.
Bu kısımda tavsiyemiz anasayfanız için daha önce belirlediğiniz keywordleri de kullanmanız. Sadece başına odaklanılmış kelimeyi ekleyerek.
%%focuskw%%, anasayfa keywordleriniz
Kategorilere meta keyword ekleme
Son olarak kategorilere de meta keyword ekleyelim. WordPress SEO kurulu sitenizde kategori düzenleme alanına geldiğinizde “Meta Anahtar Kelimeler” isimli form öğesini bulabilir, ilgili meta keywordlerin girişini yapabilirsiniz.
Peki ya yüzlerce kategoriniz var ve bütün bunlara el ile keyword girmek istemiyorsanız?
Taksonomiler sekmesine geçiyoruz ve
%%tag%%
yazıyoruz. Böylece her kategoriye, kategori adı otomatik olarak keyword atanıyor.
Google meta keyword desteklemiyor mu?
Evet. Uzun yıllar boyunca bol bol suistimal edilen anahtar kelimeler birkaç yıldır desteklenmiyor. Ancak Google dışındaki irili ufaklı birçok arama motoru hala keywordlere göz atmakta. Bunlardan bir tanesi de Yandex.
Google’ın ağzından da meta desteğinin kalktığını duymakta fayda var.
Günümüz tasarımlarında uzun formlar wizardlar sayesinde adımlara bölünüyor, kendi içerisinde kategorize ediliyor ve basitleştiriliyor. Ancak wizard mantığı kullanım kolaylığı sunuyor gibi gözükse de aslında süreyi uzatıyor. Burada anahtar kelime ve çıkış noktası “dikkati yönetmek” olarak gösterilebilir. Öyleyse kullanıcıya uzun formların her bir inputuyla etkileşime geçen tasarımlar sunmak işe yarayabilir.
Bu makalemizde her form öğesiyle birlikte renk değiştiren arkaplan hazırlayacağız. Renklerimizi de Google‘ın yeni ve popüler tasarım trendi Material Design‘dan seçeceğiz.
Bu tasarımı oluşturabileceğimiz iki ayrı yöntem var. Sadece CSS ile (~) selectoru sayesinde hazırlayabiliriz. Ya da CSS’in işini jQuery’e yaptırabiliriz.
CSS ile yapmak hem daha kolay hem daha performanslı olduğu aşikar. Burada soru “CSS3’ün (~) selectoru eski versiyon tarayıcılarla çalışıyor mu?” şeklinde gelebilir. Cevabı da açık. jQuery ve (~) selectorunun tarayıcı desteği neredeyse aynı versiyonlarda geldi.
Sadece CSS ile Hazırlama
CSS3‘ün gelişimiyle yazılımın rolleri yavaş yavaş tasarım tarafından çalınır oldu. Bugün de aynı çerçeve içerisinde bile bulunmaya iki öğenin etkileşimini sağlayacağız. İşin keyifli tarafı da bunu 1 satır kodla yapacağız.
Inputlar seçildiğinde rengini rgba ile beyaza çevirdik. Buraya kadar herşey tamam. Peki ya o sözünü ettiğimiz renkli arkaplanlar nerede? İşte şimdi CSS3’ün (~) selectorunu kullanma vakti. Her bir inputa focus olunduğunda .background‘ın alacağı stili belirliyoruz.
Apple‘ın mobil cihazları için geliştirdiği iOS8‘in bol bol konuşulduğu bugünlerde Adobewordpress olarak biz de işletim sisteminin ayar ekranlarında kullanılan aç/kapa (switch) tasarımını CSS ile hazırlayacağız. Daha önceki checkbox tasarımlarımızda olduğu gibi bunda da input öğesini görünmez kılıp etrafına gizlediğimiz öğelerle uygulamak istediğimiz tasarımı çıkarmaya çalışacağız.
Bu makalemizde sadece CSS ile checkboxlarımızı stilize edeceğiz.
Apple iOS8 benzeri checkbox tasarımı nasıl yapılır?
Çok fazla kod yazmayacağız belki ama bu işimizin kolay olacağı anlamına gelmiyor. Özellikle CSS tarafında biraz döktürmemiz gerekecek.
Hedefimiz olabildiğince üstteki tasarımı yakalamak. CSS kodlarımız ile başlayalım!
CSS Kodları
İlk olarak çerçeve niteliği görecek label elemanımızı hazırlayalım. Fare ile üzerine gelindiğinde pointer çıkmalı, taşmaları önlemesi için relative ve block yapıda olmalı, sınırları belli olmalı ve köşeleri oval yapıda olmalı.
Birçok kod paylaşım sitesinde Apple’ın mobil cihazlar için ürettiği tasarımlar webe uyarlanmakta. Bu birlikte oluşturduğumuz tasarım da bu kervana katılmaya aday. Apple cihazlarda görmekten hoşnut olduğumuz öğeleri yorum alanında belirtebilirsiniz. Böylece günün birinde onları da HTML ve CSS ile yeniden şekillendiririz!
Uzun bir aradan sonra Photoshop ile yaptığımız serbest çalışmaların ikinci adımına geçiyoruz. Hepinizin bildiği birkaç hızlı adımla fotoğraf ve rötuş sanatçısı Matthieu Garnier‘in eserini sıfırdan Photoshop ile hazırlayacağız. Stratocumulus isimli bu çalışma oval yapıdaki bulutların üzerine atılmış ince oval bir katmandan ve beraberindeki stratocumulus kelimesinden oluşuyor.
Sözü geçmişken, stratocumulus, oval köşeli, koyu tonlar içeren ve diğerlerinin alt katmanlarında barınan bulutlara verilen latince bir isim.
Orjinal Görsel
Başlayalım
İlk olarak neler yapmamız gerektiğini belirleyelim. Gerçekçi bir bulut efektine ihtiyacımız var. Sonrasında da bu bulutun belirli alanlarında ışığı arttırmalı ya da azaltmalıyız. Üzerine oval yapıda bir tasarım eklenmeli, içerisine de stratocumulus yazılmalı. Son olarak da biraz noise eklenerek görsel tamamlanabilir. Yavaş yavaş başlayalım.
Photoshop ile bulut hazırlayalım.
Photoshop ile bulut efekti hazırlamak gayet basit. Bu efekti daha önce de çok kez hazırladık.
İlk olarak File > New alanından veya CTRL+N kısayol tuşuyla bir çalışma alanı oluşturun. Bizim hazırlayacağımız örnek 1280×720 piksel boyutlarında olacak.
Daha sonra klavyenizin D tuşuna basarak siyah ve beyaz renk panelinin seçilmesini sağlayın. Şimdi bulutumuzu oluşturabiliriz.
Yukarıda bulunan menüden Filter > Render > Clouds alanına geliyoruz. Böylece Photoshop bizim için bir bulut filtresi (örneği üstte) oluşturacak. Şimdi hiç duraksamadan yeni bir layer oluşturuyoruz.
Oluşan yeni layer seçiliyken CTRL+F tuşlarına basıyoruz. Böylece bu layera da Clouds filtresi uygulanıyor. Layer penceresinde hiyerarşik olarak üstte olan (sonradan oluşturduğumuz bulut) layerın Normal olan Blend Mode değerini Overlay olarak değiştiriyoruz.
Böylece iki layer üstüste biniyor. Şimdi en önemli kısıma geldik. Overlay yaptığımız bu layera siyah ve beyaz fırçayla birkaç çizim yapacağız. Amacımız ışığın yönünü belirlemek ve yansımaları daha dikkat çekici kılmak.
250 piksellik ve %45 hardness değerine sahip bir fırça bu işlem için yeterli. İlk olarak siyah renkle birkaç yerde koyu gölgeler oluşturalım. Bu işlemi yaparken fırçanızın Opacity değeriyle de oynayabilirsiniz. Biz hazırlayacağımız örnekte orjinale sadık kaldığımız için sol alt başta olmak üzere köşelerde koyu tonlama hazırladık.
Şimdi aynı işlemi beyaz fırçayla yapalım. Renk panelinden beyazı seçip istediğimiz alanlarda ışığı çoğaltıyoruz.
Bulutumuz hazır!
Oval tasarım
Boyama işlemini yaptığımız en üstteki layerı seçin. Klavyenizin ALT tuşuna basılıyken layer penceresinin sağ üst kısmında bulunan ve aşağıyı gösteren liste ikonunu tıklayın, merge visible seçimini yapın. Bu işlem alttaki tüm layerlarınızı kapsayan bir kopya layeri birleştirilmiş halde oluşturur.
Şimdi oluşan bu layerı Edit > Transform > Flip Vertical alanına giderek çevirin. Şimdi ellipse tool aracı ile bir daire çizeceğiz.
Bu dairenin layerını, en son ters çevirme işlemi yaptığımız bulut layerının altına sürükleyelim. Daha sonra klavyemizin ALT tuşuna basılıyken layer penceresinde imlecimizi bu iki katmanın arasına doğru getirelim. İmleciniz aşağıyı gösteren bir kareye dönüşecek. İki layerın arasını tıklayın. Böylece üstteki ters çevrilmiş bulut sadece dairenin alanına uygulanacak.
Şimdi oval ve onun üzerindeki birleşik layerı CTRL tuşuna basarak seçelim.
Daha sonra CTRL+G tuşlarına basalım ve onları bir grup haline getirelim.
Oluşturduğumuz bu grubu sağ tıklayıp Duplicate Group diyelim ya da CTRL+J ile bu işlemi yapalım. Oluşan kopya grup seçiliyken Edit > Free Transform (CTRL+T) alanına gidelim ve küçültme işlemine başlayalım. Kopya grubu orjinal gruptan daha küçük olacak şekilde küçültelim. Bu işlemi yaparken CTRL ve ALT tuşlarına basmanız dengeli ve merkezodaklı bir küçültme yapmanızı sağlar.
Yukarıda yaptığımız ALT tuşuna basılıyken merge visible işlemini tekrarlıyoruz. Ancak bu sefer ALT tuşuna basmak zorunda değilsiniz. Tüm layerlar birleşecektir. Bu işlemden sonra da Filter > Noise > Add Noise alanına gidiyoruz.
2 piksellik bir efekt uygulayalım. Neredeyse herşey tamam. Yazıyı eklemek kaldı.
Yazının eklenmesi
Şimdi Type Tool aracıyla yazımızı ekleyelim. Yazıtipi ve boyutlandırması konusunda tercih sizin. Ancak biz Century Gothic isimli yazı tipini kalın halde ve 24 pt boyutunda kullandık.
Son olarak yazı layerının Normal olan Blend Mode değerini Overlay olarak değiştirin.
Sonuç
PSD dosyasını indir
Bu çalışmanın PSD halini aşağıdan indirebilirsiniz.
Google‘ın ses getiren tasarım trendi Material Design ile birlikte görmeye alıştığımız dalgalanma efektini CSS ve jQuery ile hazırlamak mümkün. Bu şık efekt kullanıcıya tıklama hissiyatını vermenin yeni yolu. Özellikle web sayfanızın mobil ekranlarında kullanmanızı önerebileceğimiz bu tasarımın örneğini aşağıdan görüntüleyebilirsiniz.
Bu dersimizde su dalgalanmasını andıran bir tıklama efekti hazırlayacağız.
Bu efekt belirli bir bölgeyi etkileyecek şekilde hazırlanmalı. Bu işlem için de html elemanını tetiklemek en doğrusu. Bu yüzden HTML’i tablo yapısında gösterip 100% uzatsak jQuery’i besleyeceğimiz eleman hazırlanmış olur.
Daha sonra da ilk efekti, sonra efektin pozisyonlamasını, animasyonunu ve son olarak JavaScript kodlarını ekliyoruz. CSS kodlarımız ile başlayalım.
CSS Kodları
Yukarıda da dediğimiz gibi ilk olarak html öğesine 100% yükseklik ve tablo yapısı katalım.
Ripple efekti sadece mobil cihazlarda gözüksün ister misiniz?
Bu işlemi yapmak için birden fazla yol mevcut.
WordPress sitelerde
WordPress’in wp_is_mobile() tanımlaması sayesinde ripple efekti sadece mobil cihazlarda gösterebiliriz. Yapmanız gereken kodları bu tanım içerisinde göstermek.
<?php if ( wp_is_mobile() ) /* Kodlar buraya */
?>
jQuery ile mobil cihaz kontrolü
WordPress dışındaki tüm yapılarda mobil cihaz kontrolünü jQuery ile aşağıdaki şekilde yapabilirsiniz.
if( /Android|webOS|iPhone|iPad|iPod|BlackBerry/i.test(navigator.userAgent) ) /* Kodlar buraya */
Material Design
Buraya küçük bir not düşelim. Material design hakkında ileriki günlerde bol bol konuşacağız.
Moderne Sans basit ve şık bir sans-serif yazı tipi. Marius Kempken, Moderne Sans’ı tasarlarken 1920’lerin tipografi eserlerinden eserlenmiş. İlk başta büyük karakterler için hazırlanmış font daha sonra küçük harf ve rakam desteği de kazanmış.
Moderne Sans
Bu yazı tipini ücretsiz olarak indirmek için aşağıdaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.
WordPress’te yeni yayınlanmış ve ziyaretçilerinizin daha önce görüntülemediği yazılara “Yeni” ibaresi eklemek mümkün. Böylece hem kullanıcıları yeni içerikler hakkında bilgilendirmiş, hem de sayfa gösterimini olursunuz.
Bu makalemizde çerez desteğiyle ilk defa görülen makalelerin yanına “Yeni” ibaresi ekleyeceğiz.
Neden yeni yazılar önplana çıkarılmalı?
Sitenize belirli sıklıklarla giren ve bir şekilde geri dönen kullanıcılar genellikle en sadık takipçilerinizdir. Bu kişilere yeni içerikleri bildiriyor olmanız, onların site içi navigasyonunu kolaylaştırır, yeni içeriği görüntülemeye teşvik eder.
“Yeni” nasıl hazırlanır?
Temanızın function.php isimli dosyasını açın ve aşağıdaki kodları ekleyin.
function yeni_makale ( $title, $id )
add_filter( 'the_title', 'yeni_makale', 10, 2);
function yeni_makale_cookie() if ( is_admin() ) return; $current = current_time( 'timestamp', 1); setcookie( 'lastvisit', $current, time()+60+60*24*7, COOKIEPATH, COOKIE_DOMAIN );
add_action( 'init', 'yeni_makale_cookie' );
Bu kod web sayfanıza giren ziyaretçide lastvisit isimli çerezi arıyor. Eğer öyle bir çerez bulamazsa, ilgili çerez tarihini o anın tarihine eşliyor. Eğer öyle bir çerez varsa da o tarihten sonra yazılmış her makalenin yanına “Yeni” ifadesini ekliyor.
Tasarım için yeni-makale classını tanımladığınız öğeyi kullanmanız gerekmektedir.
Yani CSS kodlarınızı bu class üzerine yazabilirsiniz.
Biz Adobewordpress olarak pommiegranit tarafından hazırlanmış bu yapıyı kullanmaktayız.
Eğer üstteki tasarım hoşunuza gittiyse işte CSS kodları;
Haftada bir düzenli olarak “Slider yapımı hakkında daha fazla konu yazın!” şeklinde tehditkar mailler alıyoruz.
Hal böyle olunca oturup çalıştık, sizler için şık ve kolay hazırlanabilir bir slider tasarladık. Sadece CSS ile çalışan bu slider benzerlerinin aksine yazı ve üzerine gelince durma desteği de sunuyor. Böylece sıradan bir slider için web sayfamıza yüzlerce satır JavaScript yükü bindirmemiş oluyoruz.
Bu makalemizde sizlere CSS3‘ün animation tanımı sayesinde kusursuz bir slider hazırlayacağız.
Günümüz web trendlerinden biri olan sliderlar için yüzlerce alternatif internette gezmekte. Sadece Adobewordpress olarak biz bile bu konuyla alakalı 2 makale, 1 WordPress eklentisi yazdık. Bu da onların en yenisi.
Kolları sıvayıp kodlarımızı yazmaya başlayalım.
CSS Kodları
İlk olarak Adobewordpress Slider olarak isimlendirdiğimiz bu tasarımın dış çerçevesini oluşturalım. 800×330 piksellik bir sunum olacak şu haliyle.
Bütün bu yapıları içinde barındıracak ve animasyonu oluşturacak division öğesini tanımlayalım. Örnekte 5 adet görsel kullandık diye 20 saniyelik bir animasyon oluşturduk. Ayrıca 800×5 piksellik bir görsel sunumumuz olduğu için de bu alanda genişlik değerimiz 3200px olarak ayarlı kalmalı. Animasyonumuzun adı da gecisler.
Öncelikle HTML kodlarına yeni bir satır ekleyip sonraki numara ile isimlendirin (resim6). Daha sonra CSS tarafında bu yeni oluşturduğunuz görsele de ilgili classları tanımlayın. Animasyonunuzun olduğu kısma ise 0-90 arası uzanan sıralandırmayı her bir yeni slide için 2 satır daha arttırıp aradaki rakam farkını koruyun. Tabi şuan için 3200‘e ayarlı olan genişlik değerlerinizi de her bir resim için 800 piksel arttırmayı unutmayın.
CSS Slider
İlk bakışta uzun ve karmaşık bir makale gibi gözüküyor olabilir. Ancak web sayfanızın orta yerinde koca koca görselleri ziyaretçilere sunan bu tasarımların fonksiyonel ve hızlı çalışması gerekir. Sadece birkaç görsel hareket etsin, ilgi çeksin diye web sayfanıza onlarca CSS ve JavaScript dosyasını include ediyorsanız sayfa boyutunun epeyce artmasına sebep olursunuz.
Bir sonraki makalemizde görüşmek üzere, hoşçakalın.
WordPress sitenizde ziyaretçilerinizin en çok ilgi gösterdikleri yazıları eklenti kullanmadan listelemek mümkün. Bu işlem için loop içerisinde bulunan ve en çok yorum alan konuları SQL‘den çekmek yeterli. Özetle, bu kodlama aynı zamanda en çok yorumlanan konuları da listelemeniz anlamına geliyor.
Hazırsanız başlayalım.
En çok yorumlanan konuları nasıl gösteririz?
İlk olarak temanızda bu listeyi göstermek istediğiniz alanı seçin. Temanızın bulunduğu dizindeki single.php, sidebar.php veya diğer dosyalardan listelemeyi yapmayı düşündüğünüzü açın ve aşağıdaki kodları ekleyin.
“Keşke kullandığım işletim sistemi Mac OS’un ve Windows’un beğendiğim özelliklerini bir arada barındırsa” dediğiniz oldu mu hiç? Özellikle tasarımla meşgul kişilerin cevabı yüksek ihtimal “Evet!” olacaktır.
Bu makalemizde, Mac OS’un fare imleçlerini Windows işletim sistemine ekleyeceğiz.
Windows’a Mac OS Fare İmleçleri
Kimi zaman estetik sebepler kimi zamanda alışkanlıklar sebebiyle bu iki işletim sisteminin imleçleri birbiriyle değiştiriliyor. Eğer siz de her iki işletim sistemini kullanan ve az da olsa bütünlük arayanlardansanız doğru yerdesiniz.
Aşağıdan Mac OS fare imleçlerini indirebilirsiniz.
WordPress sitenize AdSense reklamlarını otomatik olarak ekleyen yüzlerce eklenti mevcut. Ancak bazen bu reklamları yazının istediğimiz yerlerine, daha çok ilgi görecekleri yerlere serpiştirmek isteyebiliriz. Hal böyleyken otomasyonlardan ibaret tüm eklentiler beklentilerimizi karşılamıyor. Burada devreye WordPress’in shortcode desteği giriyor.
Bu makalemizde, “WordPress’te yazı içerisinde istediğim alana nasıl reklam eklerim?” sorusuna cevap arayacağız.
Yazı içerisinde istediğim alana nasıl reklam eklerim?
İlk olarak AdSense panelinizinden sitenize custom olarak eklemek istediğiniz reklamı seçin. Biz örneğimizde 728×90 boyutundaki reklam tipini kullanacağız. Örnek kod :
Google size üsttekine benzer bir reklam kodu verdi. Şimdi bu kodu WordPress temanıza eklemeniz gerekiyor. Şimdi function.php dosyasını açıyoruz ve aşağıdaki kodları ekliyoruz.
Böylece makalelerimiz içerisinde her [728x90] yazdığımız alanda AdSense’in büyük afiş diye isimlendirdiği reklam tipi gösterilecek.
Reklam Yerleşimin Önemi
Web sayfanızdaki reklam yerleşimini otomatik olarak yönetmeniz iyi bir strateji sayılmaz. Makalelerinizdeki odak alanlarına uygun custom yerleşim yapmanız gelirlerinizin artmasına sebep olacaktır. Bu yüzden WordPress’te yerleşimi customize edebileceğiniz bu tekniği paylaşmak istedik. Belki aşağıdaki makalelerimize de bakmak istersiniz :
Özellikle mobil uygulamalarda gördüğümüz açılıp kapatılabilir menü örnekleri artık web tarafında da fazlasıyla kullanılıyor. Minimalist tasarımın vazgeçilmezi haline gelen bu yapı, genellikle responsive web sitelerin mobil versiyonlarında navigasyon yükünü sırtlıyor.
Bu makalemizde CSS ve biraz da jQuery desteğiyle açılıp kapatılabilir şık bir menü tasarlayacağız.
Bu menü yapısı, tasarımcıya içerik alanında yer kazandırdığı için fazlasıyla kullanışlı.
Yapımında sadece toggle işlemi için jQuery desteğine ihtiyaç duyacağız. İşin geriye kalan tüm kısımlarını HTML ve CSS kodlarıyla hazırlayacağız. İlk olarak HTML kodlarımızı yazarak işleme başlayalım.
HTML Kodları
Örnekte kullandığımız iconları siz de kullanmak istiyorsanız ilk olarak head içerisine Font Awesome‘ı tanıtın.
Body elemanına yapmamız gereken birkaç tanım mevcut. Örneğin margin değerini sıfıra çekmemiz gerek. Böylece toggle butonu köşeye yapışacak. Overflow’u ise hidden olarak tanımlayalım, böylece de menü aktif edildiğinde sağa itilen ekran, istenmeyen bir scroll görünüme sebep olmayacaktır. Ve positionu da relative yaparak menünün diğer öğeleri de itmesini sağlayacağız.
body left: 0; margin: 0; overflow: hidden; position: relative; background-color:#333
Dijital olan ve elektronik bir cihaz üzerinden çalışan her türden proje kısa da olsa “Yükleniyor…” animasyonuna ihtiyaç duyar. İşin web tarafında da CSS3‘ün gelişiyle GIF ve SWF animasyonlar rafa kaldırılarak yerlerini sadece CSS ile işleyen tasarımlar aldı. Ancak bu CSS kodları da bazen o kadar detaylı ve uzun oluyor ki sıradan bir GIF’den daha ağır çalışıyor.
Bu dersimizde sadece bir div ve birkaç satır CSS kodu ile dönen bir topaç (loading animasyonu) oluşturacağız.
Günümüz CSS ve HTML teknolojisi ile tasarlayabileceğiniz en basit yükleniyor animasyonunu yapmaya hazır mısınız? HTML kodlarımız ile başlayalım.
HTML Kodları
Sadece bir division ekliyoruz.
<div class="spinner"></div>
Bir şeyleri atlamadınız. HTML kodlarımız sadece bu kadar.
CSS Kodları
İlk olarak spinner öğesinin neye benzeyeceğini, ne büyüklükte olacağını ve dönüş hızını ayarlayalım.
.spinner width: 25px; height: 25px; border-radius: 100%; animation-name: spinner .7s linear infinite; -webkit-animation: spinner .7s linear infinite; -moz-animation: spinner .7s linear infinite;
Bir kenarı 25 piksel olan bir kare hazırladık. Border-radius 100% tanımı ile de her kenarını yuvarladık. Sonrasında 7 saniyede çizgisel ve sonsuz olarak sürdüreceği spinner isimli bir animasyon ile eşleştirdik. Sırada stil detaylarımız ve pozisyonlamamız var.
Bildiğiniz gibi artık web tasarımında perspektif planlama yapabiliyoruz. Ayrıca transform tanımıyla da tasarımlarımızı istediğimiz yönde çevirebiliyoruz. Bu teknikler önceleri Flash desteğiyle yaptığımız animatif etkileşimleri HTML5 ve CSS3 ile çok daha hızlı ve performanslı yapmamızı sağlıyor. Daha önceleri de bol bol konuştuğumuz geçiş efektleri sayesinde bu animasyonları daha yumuşak hale de getirebiliyoruz.
Bu dersimizde bütün bu teknikleri bir arada kullanarak güzel bir hover efekti oluşturduk.
CSS3 ile üzerine gelince dönen resim nasıl yapılır?
Bu yapı için iki adet görsel hazırlayacağız. Örnekte bir adet resim bir adet yazı alanı oluşturduk. Yazı alanını border-radius ile aynı görselmiş gibi yuvarlak hale getirdik. Bu iki çerçeveyi de absolute şekilde pozisyonlayarak z-index ile hiyerarşik olarak sıraladık. Döndürülecek öğeleri, tetikleyici isimli ayrı bir çerçeve içerisine alarak tasarıma uyarladık.
HTML kodlarımız ile başlayalım.
HTML Kodları
Yukarıda da bahsettiğimiz gibi birbirini kapsayan iki adet çerçevemiz mevcut. Ayrıca onyuz ve arkayuz şekilde isimlendirilmiş yüzeylerimizde tasarım içerisinde yerini alıyor. Bu dizilimde HTML kodları şu şekli alıyor:
<div class="dondurulecekler"> <div class="tetikleyici"> <img src="http://www.adobewordpress.com/ads/logo300x300.png" class="onyuz"> <div class="arkayuz"> <h1>ADOBEWORDPRESS</h1> <hr> <p>Adobe program dersleri, WordPress, HTML5 ve CSS3 gibi güncel konuları ele alan Türkçe interaktif eğitim merkezi.</p> </div> </div> </div>
Sırada bu kodları şekillendirmek var.
CSS Kodları
İlk olarak çerçevelerimizi ve üstlerine gelince aktifleştirilecek tanımlamaları hazırlayalım.
Görünüm > Menüler alanından daha önce WordPress sitenize eklediğiniz menüleri görebilirsiniz.
Bu alandan herhangi bir menünün detayını görüntülediğimizde “Icon: Select icon” şeklinde bir seçenek görünür oluyor. Bu araç, menü öğesine bir icon atamamıza yardımcı oluyor.
Icon seçtiğimiz anda sağ tarafta bir önizleme penceresi görünür oluyor. Bu kısımda icon için pozisyon ve punto ayarlamalarını yapabiliyoruz. Ayrıca linklerin öncesine ve sonrasına icon eklememizi de bu alandan seçiyoruz. Bu kadar!
Eklenti Dashicons, Genericons ve Font Awesome icon setlerini içerisinde barındırıyor.
WordPress sitenizdeki görselleriniz başka siteler tarafından çalınıyor mu? O kadar emek harcayıp hazırladığınız illüstrasyonlar kaynak bile belirtilmeden başka sitelerde mi kullanılıyor?
Sadece bu kadar da değil. Başka siteler, sizin görsellerinizi çağırdığında yapılan işlemin bir kısmının da sizin sunucunuzun bant genişliğinden ödendiğini biliyor muydunuz?
Üzülmeyin. Size yapılan bu haksızlığa dur demek için makalemizin devamına göz atın.
Filigran nedir?
Filigran (watermark), kağıtlara işlenen, ışığa tutulduğunda gözüken resim ve yazılara denir. Bugün dijital ortamda olduğu gibi eskiden de kalpazanlığın önüne geçmek için kullanıldı. Daha güncel tanımıyla, görsellerin üzerine eklenen, genellikle şeffaf yapıdaki bir tip imza modelidir filigran. Görselin yapımcısını ya da ait olduğu kaynağı belirtir. Leonardo Da Vinci eğer Son Akşam Yemeği isimli tablosunun altına koca bir imza atmış olsaydı bu da günümüz dijital medyasında filigran olarak nitelendirilebilirdi.
Örnek filigran
Sağ üstteki siyah kutu Adobewordpress.com’un filigranıdır.
WordPress’te resimlere nasıl filigran ekleyebilirim?
WordPress’in Watermark isimli eklentisi sayesinde htaccess ve php işbirliğiyle görselleriniz üzerine otomatik olarak filigran ekleyebilirsiniz. Bu görsellerinizin orjinalinde hala eskisi gibi olacağı, ancak URL üzerinden erişildiğinde filigran ile gözükeceği anlamına geliyor. Yani sadece yeni yüklediğiniz görseller değil, eski görsellerinizin de üstüne filigran atılacak.
Bir diğer güzel özelliği ise eklentiyi pasifleştirdiğiniz anda herşey eskiye dönüyor.
Bu eklenti htaccess ile çalıştığı için FTP’nizin ana dizininde .htaccess dosyası yoksa oluşturmanız gerekiyor. Aynı şekilde Apache modülü olan “mod_rewrite” yapısının da aktifleştirilmiş olması gerekiyor. Biz bu makaleyi yazarken İngilizce, Fransızca ve İspanyolca dil seçeneklerine sahip olan eklentinin tek kötü özelliği sadece JPG formatlı görseller üzerinde işliyor olması. Ancak yapımcı, yakın zamanda diğer görsel formatlarının da filigran ile işlenebileceğini duyuruyor.
Kurulum
Eklenti tamamıyla ücretsiz.
WordPress’e eklentilerin nasıl kurulduğunu kısaca hatırlayalım.
Dosyayı indirin ve zip içerisinden çıkarın.
Eklenti klasörünü FTP aracılığıyla ‘/wp-content/plugins/’ dizinine upload edin,
WordPress admin panelinizden Eklentiler alanına gidip eklentiyi etkinleştirin.